VARTAN S. HAZERAN
VARTAN S. HAZERAN
1-
“YA HAMAMIN PENCERELERİ ÖĞRETMENİM?”
DOSTLUK ÖYKÜLERİ
VARTAN S. HEZARAN
BİZİM ANADOLU, 15 Mayıs 1999
Bizim Anadolu’da yazmaya başladıktan kısa bir süre sonra sayın Engin Aşkın, bugün hepimizin zevkle okuduğu köşesiyle tanıttı kendisini O günden bu yana Engin Beyin yazılarındaki tarz, toplumun düşünen ve yazar-çizerleri arasında güldürülü öykülere dönüşmekte.
Sayın Engin Aşkın' la önce telefonla tanıştık. Tanışıklığımızın başlarında bana dostlarını sayarken Makallar ve Baykurtların arasında sayın Osman Bolulu adını ilk kez duydum.
Engin Beyi ilk Bizim Anadolu'nun 5. Yılı'nı kutlama gecesinde Montreal' de gördüm. Uzun uzun İstanbul' dan ve dünya edebiyatından konuştuk. Çok sevimli tebessümüne karşın oldukça ciddi bir kişi olduğunu, şimdi anlatacağım olay sırasında anladım. Elimizde birer kadeh ayakta durmuş karşılıklı konuşuyorduk. Söz dönüp dolaşıp Bertholt Brecht' e geldi. Brecht'in gençliğinde nasıl avrupa kahvelerinde bugün adını anımsayamayacağım bir feylesoftan söz edip " karı tavladığını ", her zamanki deli dolu ve canlı tarzımla anlatmaktaydım ki, ne olduysa oldu,- Engin Aşkın'ın yüzüne bakıyordum konuşurken -öykümün son iki sözcüğü, " Bayann arkadaş edinmek için " biçiminde çıktı ağzımdan. Aradan iki yıl geçti; bu olay bugün bile bazı geceler dostlar arasında anlatılıyor..
Osman Bolulu ile henüz karşılaşamadım. Kendisi yılbaşından kısa süre önce telefon etmişti. Dünya olaylarından konuşuyorduk ve lâf lâfı açıyordu. Konuşma arasında bir ara,“Böyle devam edersek epeyi tırmanacak” dedim.
Çünki Bolulu Türkiye’den telefon ediyordu. “Ne tırmanacak? " diye sordu şaşkınlıkla. . “Size telefon çok yazacak” dedim. Yanıtını dün gibi anımsıyorum: “Ben bayat para yemem, taze para yerim; Gav.. lar bayat para yerler”.
Birkaç gün sonra bu olayı kendisine anlattığımda , Gazetenin
GYY'si " Ömer Özen, “Anadolu' adamıdır Osman Bolulu” dedi.
OSMAN BOLULU İLE TANIŞMAM
VARTAN S. HEZARAN
BİZİM ANADOLU, 15 Nisan 2002
Kendisi'ni görmüş değilim. Önce Bizim Anadolu Gazetesinde köşe yazılarını okudum ve genelde insanı ele alan konuları oldukça ilgilendirdi beni. Bu arada bildireyim, o ana kadar sanat, edebiyat ve dilbilim üzerine Türkçe olarak fazla bir şey okumamıştım.
Aradan birkaç ay geçti ve Bolulu’nun İnsan İnsana Eklene Eklene adlı deneme kitabı çıktı. Yapıt, Cumhuriyetin kuruluşunun 75. ve Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 60. yıldönümü dolayısıyla Kültür Bakanlığı’nca 14 dalda sanat ve edebiyat alanında açılan yarışmalarda,` deneme dalında ödül kazandı. Kısa bir süre sonra da kitabın adıma imzalanan bir örneği Bizim Anadolu sayesinde elime geçti.
Zamanla Osman Bolulu'nun Yağmur Sonrası ve Korkacaksan Kitapsızlardan Kork adlı kitapları gelip zenginleştirdi kütüphanemin mütevazı Türkçe kitaplar bölümünü. Osman Bolulu’yu işte böyle tanıdım; çalışmalarından.
Ortak bir yanımız vardı: ikimiz de öğretmendik. Bolulu 6 yaşında köyde iş bölümü listesindeydi ; 11 yaşında ise Köy Enstitüsünde. Emin olduğu tek şey bilmedikleridir. Öğretmenleri de dahil olmak üzere çevresindeki insanların içeriksizliklerine, mantıksızlıklarına, yanlışlıklarına, yapmacık davranışlarına karşı şiddetle tavır alan, inandığı davadan şaşmayan katı bir Anadolu insanıdır.
Öğrencilerini büyük bir takdirle sever. Bütün pencereler toprağa bakılmak için yapılmıştır fakat, “Ya hamam pencereleri öğretmenim? ” diye soran öğrenciyi' daha da fazla sever. Ya devamlı pencere yanında oturarak göklere bakan ve adı “bulut çobanı"na çıkan öğrencisi?...
İşte böyle tanıdım; böyle hayal ettim Osman Bolulu’yu.
Unutmayacağım bir öyküm de var kendisiyle. Sanırım yılbaşı üzeriydi. Bir gün telefon çaldı. Ne ben, ne de karşı taraf emin değildik birbirimizden. En az on kere alo dedik. Telefon Türkiye’dendi. “Ben Osman, dedi, Osman
Bolulu ”. Bizim Anadolu'nun son sayısında ABD Cumhurbaşkanı Bill Clinton üzerine bir yazı yazmıştım: herhalde okumuş olacak ki, “Adam uçkuruna hâkim olamıyor” dedi. Uzun uzun, hatta çok uzun konuştuk. Bir ara “Böyle devam edersek tırmanacak Osman Bey” dedim.
-Ne tırmanacak? dedi şaşkınlıkla.
-Fazla yazacak, dedim.
-Yazsın, ben taze para yerim, dedi, bayat para yemem; ga.....lar bayat para yer.
Bana imzaladığı ‘İnsan İnsana Eklene Eklene’ başlıklı yapıtında “...ve kendisiyle yüz yüze tanışmak dileğiyle." diye bitirir sözlerini.
Yorumlar (0 )