YAZI

 

 

YAZI

Yazı, insanoğlunun yaşam serüveninden çıkardığı deneyimlerin belleğine (kültür kütüğüne) kaydıdır. İnsanlığın gerçek tarihi yazıyla başlar. Toplumsal değişim ve dönüşümlerle yazılı düşünüş arasında sıkı bir ilişki ve bağıntı vardır. Yazınsal üreti, bilime; bilim yazıya, yazınsal üretime ön açmış, birbirini beslemiştir. Uygarlıkların, kültürlerin gelişim ve değişiminde yazı kadar bilimin, bilim kadar yazının payı vardır. İnsan; duyumsamalarını, izlenimlerini, özlemlerini yazıyla dile dökerek yazınsala (edebiyata) geçmiş; başka biçim yazı türü diyebileceğimiz sanat (çizgisel, sözsel, devinsel, görüntülü ve plastik) ürünleriyle duyarlığını varsıllaştırmış; düşüncesiyle edebiyata, bilimsele temel yaratmış, ön açmıştır. Uygarlıkların, kültürlerin değişim ve gelişiminde yazı kadar bilimin (bilimin insan yararına koşuluşunun); bilim kadar yazının, yazınsal üretilerin payı vardır.

Tarihin, mağara yazı ve resimlerinden, kalıntılardan yorumla ön sayfası yazılmış olsa da, uygarlaşmanın yazıyla başladığını düşünüyorum. Çünkü çıkarımlar tartışılabilir ama yazı kayıtlı, kanıtlıdır.

Duyumsamalar sanatı beslemiş; yazıyla düşünüşü somutlamışız. Duruş ve düşünüşü örgütleyen dilden çimlenmiştir uygarlaşma.

Etiketler:

Yorumlar (0 )